PLC Programlamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

 

PLC Programlamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

PLC (Programlanabilir Mantık Denetleyicisi) programlarken, sistemin güvenilirliğini, bakım kolaylığını ve verimliliğini sağlamak için bir dizi en iyi uygulamaya dikkat etmek gerekir. Aşağıda, bu süreçte göz önünde bulundurulması gereken temel noktalar, teknik detaylarla birlikte sade bir şekilde açıklanmıştır.

  • Sistem Gereksinimlerini Anlama: Programlamaya başlamadan önce, PLC’nin hangi ekipmanları kontrol edeceği ve hangi işlevleri yerine getireceği netleştirilmelidir.
  • Yapısal Programlama: Program, modüler ve mantıksal bölümlere ayrılarak okunabilirlik ve bakım kolaylığı sağlanmalıdır.
  • Anlamlı İsimlendirme: Değişken ve etiket isimleri kısa, açıklayıcı ve tutarlı olmalıdır.
  • Dokümantasyon: Her kod satırı veya bloğu, amacı açıklayan yorumlarla desteklenmelidir.
  • Standartlara Uygunluk: Endüstri standartları, güvenlik ve güvenilirlik için rehber olmalıdır.

Gereksinimlerin Netleştirilmesi

PLC programlamanın ilk adımı, sistemin ne yapması gerektiğini tam olarak anlamaktır. Bu, hangi giriş ve çıkışların kullanılacağını, hangi koşullarda nasıl tepkiler verileceğini ve sistemin genel işlevselliğini belirlemeyi içerir. Örneğin, bir üretim hattında hangi sensörlerin kullanılacağı veya hangi motorların kontrol edileceği gibi detaylar önceden tanımlanmalıdır. Bu aşamada, bir akış şeması veya zamanlama diyagramı çizmek, sistemin mantığını görselleştirmek için oldukça faydalıdır.

Kodun Yapısı ve Organizasyonu

Programın düzenli ve anlaşılır olması, hem geliştirme sürecini hem de sonrasındaki bakımı kolaylaştırır. Modüler bir yaklaşım benimseyerek, programı işlevsel bölümlere ayırmak önemlidir. Örneğin, giriş/çıkış yönetimi, hata kontrolü ve ana kontrol mantığı ayrı alt rutinlerde organize edilebilir. Bu, hata ayıklamayı ve gelecekteki değişiklikleri kolaylaştırır. Ayrıca, Ladder Logic gibi yaygın diller kullanılarak programın son kullanıcılar için anlaşılır olması sağlanmalıdır.

İsimlendirme ve Yorumlar

Değişken ve etiket isimleri, programın içeriğini açıkça yansıtmalıdır. Örneğin, “Motor1_Ac” gibi kısa ama açıklayıcı isimler tercih edilmelidir. Kısaltmalar veya yalnızca programcıya anlamlı gelen isimlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca, her kod bloğunun veya rung’un (merdiven basamağı) ne yaptığını açıklayan yorumlar eklemek, programın bakımını yapan teknisyenler için kritik bir destek sağlar.

Standartlar ve Güvenlik

Endüstri standartlarına uyum, programın güvenilirliğini artırır. NFPA 79, IEC 60204-1 ve IEC 61131-3 gibi standartlar, güvenlik ve tasarım açısından rehberdir. Ayrıca, özellikle kritik sistemlerde, programın yetkisiz erişime karşı korunması için şifreleme veya güvenli erişim protokolleri kullanılmalıdır.

Özetle;

PLC programlamaya başlamadan önce, sistem gereksinimlerini tam olarak anlamak kritik bir adımdır. Bu, PLC’nin hangi ekipmanları kontrol edeceğini, hangi giriş ve çıkışları yöneteceğini ve hangi koşullar altında nasıl davranması gerektiğini net bir şekilde belirlemeyi gerektirir. Örneğin, bir üretim hattında sensörlerin, motorların veya valflerin nasıl çalıştığını ve hangi işlevleri yerine getirdiğini anlamak, programın temelini oluşturur. Bu aşamada, sistemin işlevselliğini görselleştirmek için akış şemaları veya zamanlama diyagramları çizmek faydalıdır. Bu diyagramlar, programın mantığını planlamaya yardımcı olur ve potansiyel hataları önceden tespit etme imkanı sağlar. Ayrıca, sistem gereksinimlerinin belgelenmesi, ileride yapılacak değişiklikler veya bakım işlemleri için bir referans noktası oluşturur.

Programın yapısını düzenli ve mantıksal bir şekilde organize etmek, hem geliştirme sürecini hem de sonrasındaki bakımı kolaylaştırır. Modüler bir programlama yaklaşımı, programı işlevsel olarak ayrılmış bölümlere ayırmayı içerir. Örneğin, giriş/çıkış yönetimi için bir XREF (Çapraz Referans) alt rutini, sistem başlatma işlemleri için bir Startup alt rutini ve kritik güvenlik kontrolleri için bir ana rutin kullanılabilir. Ana rutin, yalnızca temel işlevleri ve diğer alt rutinlere geçiş komutlarını (JSR) içermeli ve mümkün olduğunca küçük tutulmalıdır. Bu modüler yapı, programın test edilmesini, hata ayıklamasını ve gelecekteki değişiklikleri kolaylaştırır. Ayrıca, Ladder Logic (Merdiven Mantığı) gibi yaygın diller kullanılarak programın son kullanıcılar için anlaşılır olması sağlanmalıdır. IEC 61131-3 standardı kapsamında Structured Text, Function Block Diagram, Sequential Function Chart ve Instruction List gibi diğer diller de öğrenilmeli, ancak kullanımda son kullanıcının ihtiyaçları ve programın güvenilirliği önceliklendirilmelidir.

Değişken ve etiket isimlendirme, programın okunabilirliği ve bakım kolaylığı açısından büyük önem taşır. İsimler, kısa, açıklayıcı ve tutarlı olmalıdır. Örneğin, “Motor1_Ac” veya “Sicaklik_Sensor1” gibi isimler, neyi temsil ettiklerini açıkça belirtir. Anlaşılması zor kısaltmalar veya yalnızca programcıya anlamlı gelen isimlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca, her rung veya kod bloğu için detaylı yorumlar eklemek, programın amacını ve mantığını açıkça belirtmek için gereklidir. Örneğin, bir rung’un motoru başlatmak için kullanıldığını veya belirli bir sensörün durumunu kontrol ettiğini açıklayan bir yorum, bakım yapan teknisyenler için değerli bir rehber olacaktır. Yorumlar, açık, öz ve yalnızca gerekli bilgileri içermelidir; gereksiz veya fazla genel yorumlardan kaçınılmalıdır.

Endüstri standartlarına uyum, PLC programlarının güvenilirliğini ve kalitesini artırmak için vazgeçilmezdir. NFPA 79 2015, IEC 60204-1 ve IEC 61131-3:2013 gibi standartlar, program tasarımı, güvenlik ve bakım açısından rehberlik sağlar. Bu standartlar, özellikle güvenlik kritik sistemlerde, programın doğru çalışmasını ve olası risklerin en aza indirilmesini hedefler. Ayrıca, Ethernet, Modbus, DeviceNet, Profibus ve Fieldbus gibi iletişim protokolleriyle tanışık olmak, PLC’nin diğer sistemlerle entegrasyonunu kolaylaştırır. Bu protokoller, sistemler arası veri alışverişini sağlar ve modern otomasyon sistemlerinde sıkça kullanılır.

PLC programlama dilleri arasında Ladder Logic, en yaygın ve anlaşılır olanıdır, çünkü elektrik şemalarına benzer bir yapısı vardır ve teknisyenler tarafından kolayca anlaşılır. Ancak, IEC 61131-3 standardı kapsamında diğer dillerin de bilinmesi, farklı projelerde esneklik sağlar. Structured Text, karmaşık matematiksel işlemler için uygundur; Function Block Diagram, modüler yapılar için idealdir; Sequential Function Chart, sıralı işlemler için kullanılır; Instruction List ise düşük seviyeli programlama için tercih edilebilir. Hangi dil kullanılırsa kullanılsın, programın son kullanıcı için anlaşılır, güvenli ve güvenilir olması önceliklidir.

Program yazma sürecinde, belirli kurallara bağlı kalmak, hataları azaltır ve programın kalitesini artırır. Örneğin, tüm giriş ve çıkışlar XREF alt rutininde listelenmelidir, böylece I/O yönetimi merkezi bir yerde yapılır. Aynı çıkışın birden fazla yerde kontrol edilmesi (duplicate outputs) kesinlikle önlenmelidir, çünkü bu, hata ayıklamayı zorlaştırır ve beklenmedik davranışlara yol açabilir. Ayrıca, SET/RESET talimatlarının aşırı kullanımı, programın anlaşılmasını zorlaştırabilir ve hatalara neden olabilir. Bunun yerine, giriş ve çıkışları doğrudan kontrol eden daha açık yöntemler tercih edilmelidir. Her rung için detaylı bir açıklama eklenmesi, programın işlevini netleştirir ve bakım sürecini kolaylaştırır. Zamanlayıcılar (timer) kullanılırken, 1 saniyeden kısa süreler tercih edilmemeli ve sabit değerler yerine değişkenler kullanılmalıdır.

Analog giriş ve çıkışların yönetimi, PLC programlamada özel bir dikkat gerektirir. Analog sinyaller genellikle 0-10V veya 4-20mA aralığında gelir ve bu sinyallerin gerçek fiziksel büyüklüklere (örneğin, sıcaklık, basınç, seviye) dönüştürülmesi gerekir. Bu işlem, sinyal ölçeklendirme olarak adlandırılır ve PLC’lerde genellikle öntanımlı bloklarla yapılır. Örneğin, Siemens TIA Portal’da SCALE ve Normalize blokları, Allen Bradley’de ise SCP bloğu bu amaçla kullanılır. Ölçeklendirme yapılırken, sinyalin üst ve alt sınırlarının doğru ayarlanması, negatif veya sensörün algılama kapasitesinin ötesinde değerlerin oluşmasını önler. Ayrıca, analog sinyallerin dalgalanmalarını önlemek için girişlerin stabilize edilmesi (smoothing) önerilir.

Hata yönetimi ve arıza senaryolarının düşünülmesi, PLC programlarının güvenilirliği için kritik bir öneme sahiptir. Program, olası hata durumlarını ele alabilecek şekilde tasarlanmalı ve gerektiğinde operatörü uyarabilecek veya sistemi güvenli bir duruma geçirebilecek mekanizmalar içermelidir. Örneğin, bir sensör arızası durumunda sistemin nasıl tepki vereceği önceden planlanmalı ve uygun alarm veya bildirim mekanizmaları programlanmalıdır. PLC’nin tanısal araçları, örneğin çalışma zamanı analizi veya olay günlüğü takibi, sorunların hızlı bir şekilde tespit edilmesini sağlar. Ayrıca, hata toleranslı programlama teknikleri, örneğin yedek devreler veya acil durdurma mekanizmaları, sistem güvenilirliğini artırır.

Programın test edilmesi ve hata ayıklanması, PLC programlamasının ayrılmaz bir parçasıdır. Her bir alt rutin ve fonksiyon bloğu ayrı ayrı test edilmeli ve programın tamamı bütün olarak çalıştırılmadan önce tüm bileşenlerin doğru çalıştığı doğrulanmalıdır. Test sürecinde, programın sistem gereksinimleriyle uyumlu olduğundan emin olmak için kapsamlı test senaryoları kullanılmalıdır. Örneğin, farklı giriş koşulları altında sistemin tepkileri kontrol edilmeli ve olası hata senaryoları simüle edilmelidir. Ayrıca, programın son kullanıcı tarafından anlaşılır ve bakımı kolay olacak şekilde tasarlanması, uzun vadede sistemin verimliliğini artırır.

Güvenlik, özellikle kritik sistemlerde PLC programlamasının önemli bir yönüdür. Program, yetkisiz erişime karşı korunmalı ve gerekirse şifre koruması, güvenli uzak erişim protokolleri veya otomatik firmware güncellemeleri gibi önlemler alınmalıdır. Ayrıca, sistemlerin periyodik olarak test edilmesi ve bakımının yapılması, güvenlik açıklarının önlenmesine yardımcı olur. Örneğin, varsayılan node veya IP adreslerinin asla kullanılmaması ve programın devreye alma aşamasında revizyon notlarının eklenmesi, güvenlik ve izlenebilirlik açısından önemlidir.

Verimlilik, PLC programlamada bir diğer önemli unsurdur. Program, tarama sürelerini (scan time) en aza indirmek ve performansı optimize etmek için tasarlanmalıdır. Bu, gereksiz kodların kaldırılması, verimli algoritmaların kullanılması ve programın basit tutulması ile sağlanabilir. Ayrıca, sistemin gelecekte genişletilebilir olması için %20 fazladan giriş/çıkış tahsisi yapmak, yeni ekipmanların eklenmesine veya sistemin büyümesine olanak tanır. Örneğin, bir üretim hattına yeni bir sensör eklendiğinde, bu fazladan I/O kapasitesi sayesinde programın yeniden yapılandırılmasına gerek kalmaz.

PLC programlamada, yalnızca kod yazmak değil, aynı zamanda sistemi anlamak, yapılandırmak, standartlara uymak, hataları ele almak ve uzun vadeli bakım kolaylığı sağlamak önemlidir. Bu yaklaşım, programların güvenilir, verimli ve bakımı kolay olmasını sağlar. Ayrıca, düzenli kod incelemeleri yapmak, mantıksal hataları tespit etmek ve en iyi uygulamaların uygulandığından emin olmak için faydalıdır. Son olarak, programlama sürecinde sürekli öğrenme ve mevcut programları inceleme, becerilerin geliştirilmesi ve daha iyi programlar yazılması için kritik bir adımdır.

 

 

Yorumlar